Sen gelince evrende, yanar bütün yıldızlar,
Aydınlanır gök kubbe, ışıldar şah damarım.
Kançanağı gözlerim, göremeyince sızlar,
Bakışın hayat verir, varlığın bergüzarım.
Sen gelince, kısraklar, küheylanlar doğurur,
Dağların arasından, süzülür doğar güneş.
Ayrılık, hasret, keder, gül yüzünle son bulur,
Söner bağrımda yanan, görmediğin kor ateş.
Sen gelince bu tende belirir bir şen çocuk,
Çıkar, tutar elimden gezer dolaşır fır fır.
Ilık rüzgârlar eser, ne kış kalır, ne soğuk,
Koşar, ovada, kırda, ne dağ dinler, ne bayır.
Sen gelince dalımda körpe çiçekler açar,
Yeni şıvgınlar düşer şu mahzun yüreğime.
Aşkın vuslat şarkısı neşe, muhabbet saçar,
Mutluluk gökyüzünden ram olur eteğime.
Sen gelince denizler huzurdadır dört mevsim,
Kaybolur fırtınalar med-cezirler yok olur.
Ufukta tan ağarır, birden, değişir iklim,
Bir bir cennet misali ne şehirler kurulur.
Sen gelince bu yürek can bulur secdelerde,
Sevinç gözyaşlarıdır düşen yanaklarımdan.
Cümleler kifayetsiz, mısralar müjdelerde,
Çağlayanlar sel olur gönül topraklarından.
Selma Çanakçıoğlu